Yaş : Kayıt tarihi : 06/12/08
Mesaj Sayısı : 232
Nerden geldin ? : ÜYELİK BİLGİLERİ Konular: (100/275) Uyarı: (0/4)
Konu: hipnoz NEdir Çarş. Ara. 17, 2008 10:15 pm
Hipnoz,telkinler yoluyla elde edilmiş,telkinlerle yönlendirilen, tıpta hukukta, eğitimde, sporda, günlük hayatta çok geniş bir kullanım alanı olan,cinlerle, şeytanlarla ilgisi bulunmayan iradenin ve bilincin tamamen ortada ve açık olduğu bir trans halidir.
Hipnoz ve Hipnotizma kelimesi hemen hemen herkes tarafından duyulmuştur. Ancak onun ne olduğu hakkında birkaç aydınımız dışında doğru bilgi sahibi de yoktur.
Toplumumuzda büyük bir kesim hipnozu büyücülüğe benzer bazı şeylere eş tutmuş. Hipnotizmacıyı doğa üstü bazı yetenekler ve kuvvetler ile ödüllendirmiştir.
Oysa hipnotizmada hiçbir doğa üstülük yoktur. Hipnoz, kendi konusu, kendi araştırma metotları ve kendi kanunları olan bir bilim dalıdır. Alternatif bir tip da değildir. Belki alternatif bir tedavidir. Bu sebeple en az psikoloji, fizyoloji ve biyofizik dalı kadar kesin doğrulukta bir bilim dalıdır.
Hipnoz kelimesi eski yunanca da uyku anlamına geliyor ve hipnoza girmiş kişinin görünümü de uyuyan bir kişiye çok benziyor. Ancak hipnoz bir uyku hali olmayıp uyanıklılık halidir ve hipnoz altındaki bir kişide elektroansefalogramlar uyanıklık trakeleri verir. Bilindiği gibi ansefalogram, beynin uykuda olup olmadığını en kesin şekilde bildiren bir apar eydir.
Telkin hipnotizör ile süje arasinda bir iletişim ise;Hipnoz bu duruma süje beyninin bir adaptasyonudur. Bu adaptasyon hipnotik trans yoluyla olur.Bu olay derinliğine göre adlandırıldığı malumdur.
İçinde çok manaların ve durumların tarif edilebileceği trans ise, kısaca yeni ve değişik bir şuur olarak nitelendirilebilir.
Çok eski şamanist ayinlerde terapi amacıyla insanlar çeşitli hareketler yaparak transa geçerlerdi. Eski yunan mitolojisi de aynı ayinler ve trans gözlenmektedir. Bugün Afrika'da ki otantik halk danslarında da bu trans sağlanmakta ve bu durum terapi ve ayin maksadıyla yapılmaktadır.
Osmanlılarda ki zikir toplumlarında da bas ve gövdenin sallanılarak vecd,cezbe haline (extaz) gelinmesi de aslında bir trans eldesine matuftur.
Ruhçulara (ispirtualizm)göre trans eldesi olayı bir POSESYON dur.Transa giren kişiye POSEDO,transtaki kişinin bedenine giren ruha POSEDOR denir.Bu bir ruh olabileceği gibi,Cin veya Şeytan ve yahut da Tanrı olabilir.Tanrı-İnsan posesyonu en gelişmiş trans olmakta ve buna INISIASYON denilmektedir.
Anlayışımıza göre ruhçuların bu tezi doğru değildir.Ancak ister bir tarikat zikri,ister bir rock dans ,ister Afrika otantik halk çılgınlıkları olsun hepsinde de ortadaki konuya (din,müzik,ask) göre garip hareketler yapılmakta ve neticede TRANS'a geçilmektedir.
TRANS'ta ihtimal ki beden ile onu saran AURA veya ASTRAL beden arasındaki konum farklılaşmakta şuur kaybolmasa bile farklı bir bilinç hali ortaya çıkmaktadır.Bu durumda o kimse acı duymamakta ve kendisinden istenen her türlü hareketi yapmaktadır. (Müslüm Gürses konserindeki jilet atmalarla, Müslüm Gündüz zikrindeki sis sokmalar gibi)
Samanist ayinlerden Yunan posesyonlarına,Afrika danslarına,Hıristiyan ayinlerine , şifacıların,rü'yet sahiplerinin ve tarikatçıların transından manyetizma hezeyanlarına kadar TRANS'in geniş manası içinde tek parça değerlendirilip Hipnozu ve Hipnotizmayı yargılamak yanlıştır.
Takdir edilir ki bir insanin basına sert bir şekilde vurulup bayılttıktan sonra ona bir kötülük yapmakla , Anestezi ile bayıltıp ameliyat etmek suretiyle onu yasama döndürmek farklı şeylerdir. Her ne kadar iki olayda da kişi bayılıp şuurunu kaybetmiş olsa da .
Ayni şekilde bir ayin sırasında kişinin transa geçip bir yerlerine sis,kılıç vs. sokması ile hipnotik bir trans sonucu bir kişiye anestezi uygulanması tamamen farklıdır.
Birinde hiç bir tıbbi teknik,bilgi ve beceri olmaksızın farklı amaçlarla ve kötülüğe çekilebilecek bir fenomen söz konusu iken,diğerinde bilinçli,tıbbi ve tamamen kontrol altında ve ayni zamanda süjeye yararlı telkinlerle onun istediği tarz ve yöntemde uzman bir hekim tarafından provake edilmiş sun'i bir trans söz konusudur
Hipnoz,telkinler yoluyla elde edilmiş,telkinlerle yönlendirilen, tıpta hukukta, eğitimde, sporda, günlük hayatta çok geniş bir kullanım alanı olan,cinlerle, şeytanlarla ilgisi bulunmayan iradenin ve bilincin tamamen ortada ve açık olduğu bir trans halidir.
Hipnoz ve Hipnotizma kelimesi hemen hemen herkes tarafından duyulmuştur. Ancak onun ne olduğu hakkında birkaç aydınımız dışında doğru bilgi sahibi de yoktur.
Toplumumuzda büyük bir kesim hipnozu büyücülüğe benzer bazı şeylere eş tutmuş. Hipnotizmacıyı doğa üstü bazı yetenekler ve kuvvetler ile ödüllendirmiştir.
Oysa hipnotizmada hiçbir doğa üstülük yoktur. Hipnoz, kendi konusu, kendi araştırma metotları ve kendi kanunları olan bir bilim dalıdır. Alternatif bir tip da değildir. Belki alternatif bir tedavidir. Bu sebeple en az psikoloji, fizyoloji ve biyofizik dalı kadar kesin doğrulukta bir bilim dalıdır.
Hipnoz kelimesi eski yunanca da uyku anlamına geliyor ve hipnoza girmiş kişinin görünümü de uyuyan bir kişiye çok benziyor. Ancak hipnoz bir uyku hali olmayıp uyanıklılık halidir ve hipnoz altındaki bir kişide elektroansefalogramlar uyanıklık trakeleri verir. Bilindiği gibi ansefalogram, beynin uykuda olup olmadığını en kesin şekilde bildiren bir apar eydir.
Telkin hipnotizör ile süje arasinda bir iletişim ise;Hipnoz bu duruma süje beyninin bir adaptasyonudur. Bu adaptasyon hipnotik trans yoluyla olur.Bu olay derinliğine göre adlandırıldığı malumdur.
İçinde çok manaların ve durumların tarif edilebileceği trans ise, kısaca yeni ve değişik bir şuur olarak nitelendirilebilir.
Çok eski şamanist ayinlerde terapi amacıyla insanlar çeşitli hareketler yaparak transa geçerlerdi. Eski yunan mitolojisi de aynı ayinler ve trans gözlenmektedir. Bugün Afrika'da ki otantik halk danslarında da bu trans sağlanmakta ve bu durum terapi ve ayin maksadıyla yapılmaktadır.
Osmanlılarda ki zikir toplumlarında da bas ve gövdenin sallanılarak vecd,cezbe haline (extaz) gelinmesi de aslında bir trans eldesine matuftur.
Ruhçulara (ispirtualizm)göre trans eldesi olayı bir POSESYON dur.Transa giren kişiye POSEDO,transtaki kişinin bedenine giren ruha POSEDOR denir.Bu bir ruh olabileceği gibi,Cin veya Şeytan ve yahut da Tanrı olabilir.Tanrı-İnsan posesyonu en gelişmiş trans olmakta ve buna INISIASYON denilmektedir.
Anlayışımıza göre ruhçuların bu tezi doğru değildir.Ancak ister bir tarikat zikri,ister bir rock dans ,ister Afrika otantik halk çılgınlıkları olsun hepsinde de ortadaki konuya (din,müzik,ask) göre garip hareketler yapılmakta ve neticede TRANS'a geçilmektedir.
TRANS'ta ihtimal ki beden ile onu saran AURA veya ASTRAL beden arasındaki konum farklılaşmakta şuur kaybolmasa bile farklı bir bilinç hali ortaya çıkmaktadır.Bu durumda o kimse acı duymamakta ve kendisinden istenen her türlü hareketi yapmaktadır. (Müslüm Gürses konserindeki jilet atmalarla, Müslüm Gündüz zikrindeki sis sokmalar gibi)
Samanist ayinlerden Yunan posesyonlarına,Afrika danslarına,Hıristiyan ayinlerine , şifacıların,rü'yet sahiplerinin ve tarikatçıların transından manyetizma hezeyanlarına kadar TRANS'in geniş manası içinde tek parça değerlendirilip Hipnozu ve Hipnotizmayı yargılamak yanlıştır.
Takdir edilir ki bir insanin basına sert bir şekilde vurulup bayılttıktan sonra ona bir kötülük yapmakla , Anestezi ile bayıltıp ameliyat etmek suretiyle onu yasama döndürmek farklı şeylerdir. Her ne kadar iki olayda da kişi bayılıp şuurunu kaybetmiş olsa da .
Ayni şekilde bir ayin sırasında kişinin transa geçip bir yerlerine sis,kılıç vs. sokması ile hipnotik bir trans sonucu bir kişiye anestezi uygulanması tamamen farklıdır.
Birinde hiç bir tıbbi teknik,bilgi ve beceri olmaksızın farklı amaçlarla ve kötülüğe çekilebilecek bir fenomen söz konusu iken,diğerinde bilinçli,tıbbi ve tamamen kontrol altında ve ayni zamanda süjeye yararlı telkinlerle onun istediği tarz ve yöntemde uzman bir hekim tarafından provake edilmiş sun'i bir trans söz konusudur